Kanserden ölümlerin %14’ünden sorumlu olan meme kanserinde erken tanı hayat kurtarıyor. Meme kanserinin çok yaygın bir hastalık olduğuna dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Metin Çakmakçı, “Her yıl 1,4 milyon kadına meme kanseri tanısı konuyor. Yeni doğmuş bir kız çocuğunun ömrü boyunca meme kanserine yakalanma riski ise yaklaşık %12 civarındadır ve bu çok yüksek bir oran. Meme kanserinden korunmak için sihirli bir formül yoktur. En önemlisi kadınların düzenli olarak kontrollerini yaptırmasıdır” diyor.
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü olarak dikkat çekiyor. Bu nedenle meme kanseri ile ilgili çok sayıda araştırma yapılıyor. Hem tanı hem de tedavi yöntemlerinde umut verici gelişmeler yaşansa da erken tanı avantajını kaybetmek hastalığın tedavisini zorlaştırıyor.
Meme kanseri için kritik dönem 40-45 yaşları
Meme kanseri riskinin yaşla birlikte arttığını ve düzenli hekim kontrolleri için anlamlı yaş sınırı 40-45 yaşlar arası olduğunu belirten Prof. Dr. Çakmakçı, “Önerimiz, 40 yaşından sonra risk altında olanların, 45 yaşından sonra ise her kadının her yıl düzenli muayene olması, mamografi ve ultrasonografi çektirmesi. Memenin yapısı nedeniyle bazen mamografi fazla bir bilgi veremiyor ve durumlarda MR çekerek izlemek gerekiyor” dedi.
20 yaşından sonra dikkat etmek gerekiyor
Her kadının 20 yaşından itibaren, her ay kendi kendine meme muayenesi yapması, meme yapısını bilmesi ve değişikliklerin farkında olması gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Çakmakçı, “Risk faktörlerine sahip olan, örneğin ailesinde meme kanseri görülen ve hormon kullanan kadınlar özel risk grubunda olduğu için hekim muayenelerine 20 yaşından itibaren başlaması gerekiyor” diye konuştu.
Ailede varsa dikkat
Meme kanserinin yaklaşık yüzde 10’unun genetik olduğunu anlatan Prof. Dr. Çakmakçı, özellikle anne, teyze ya da kız kardeşinde meme kanseri görülen kadınların risk altında olduğunu ve doktor kontrollerini ihmal etmemeleri gerektiğini söyledi. 12 yaş ve altında adet kanamasının başlamasının da meme kanseri riskini artırdığını belirten Prof. Dr. Çakmakçı, şu bilgileri verdi: “Meme dokusu yoğun olan, yani mamografideki toplam alanın %75’inden fazlasının yoğun olmasının meme kanseri riskini 4-6 kat artırdığını biliyoruz. Meme kanserinde önemli olanın belirtiler ortaya çıkmadan hastalığı yakalamaktır. En sık belirti memede kitle fark edilmesidir; ancak memede ele gelen her kitle kanser değildir. Erken tanıda amaç ele gelmeyen kitleleri saptamaktır.
Kanser riskini belirlemek mümkün
Kadınların meme kanseri risklerini öğrenebilir. Riskleri belirlemek için büyük bir bilgi havuzumuz var. Ailesinde tekrarlayan ya da genç yaşta görülen meme kanseri veya başka bir kanser türü görülen kadınlara sorular sorarak yanıtları bu havuza girdiğimizde, o kadının meme kanseri olma riskini rakamsal olarak öğrenebiliyoruz. Sonuçlarda görülen riskin yüzdesine göre meme kanserine karşı önlem alabiliyoruz. Buna ek olarak kansere neden olan genin varlığını da araştırdığımız testler hastalıkta erken tanı ve önlem alma konusunda çok önemli rol oynuyor.
Sağlıklı yaşam, riski azaltır
Kansere karşı sihirli bir formül henüz bulunmamış gibi görünse de sağlıklı yaşam ile kansere yakalanma riskini büyük oranda düşürmek mümkün olabiliyor. Sağlıklı yaşam şartlarının başında sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, fazla kilolardan kurtulmak ve en önemlisi sigara içmemek geliyor. Kanser riskini azaltmak için sağlıklı yaşamayı gerçekten önemsemek gerekiyor.
Memenizi tanıyın, belirtileri dinleyin
Erken tanı hayat kurtarır. Kadınların meme dokularını tanıyarak değişikleri yakından takip etmesi gerekir. Meme kanserinde; meme ve meme ucunda farklılık görülebilir. Bunlar:
- Memenin içinde veya koltuk altında kitle,
- Meme dokusunda kalınlaşma,
- Memenin boyutunda ve şeklinde değişiklik,
- Meme derisinde veya ucunda şişlik, pullu ve kızarık görünüm,
- Meme derisinde portakal kabuğu görüntüsü
- Kanlı meme başı akıntısı
Bu belirtiler her zaman kanser belirtisi olmayabilir. Doğru tanı için doktora başvurulması gerekir. Bu Sorulara “Evet” Diyorsanız, Bir Uzmana Başvurun!
Aşağıdaki soruların herhangi birine “evet” diyorsanız:
- Sizin ya da aile bireylerinizden birinin genetik testleri yapılıp BRCA ya da diğer meme kanseri yatkınlığı genlerinden birinin hasarlı olduğu saptandı mı?
- Size, birinci ya da ikinci derecede bir akrabanıza 45 yaşın altında iken meme kanseri tanısı konuldu mu?
- Ailenizin aynı tarafından olan iki ya da daha çok akrabanızda tanı konulmuş meme kanseri olan var mı?
- Herhangi bir akrabanızda iki memesi birden kanser olan var mı?
- Birinci derece bir erkek akrabanızda meme kanseri olan var mı?
Aşağıdaki soruların en az ikisine birden “evet” diyorsanız:
- Yaşınız 65 yaşın üzerinde mi?
- Daha önceki mamografileriniz “meme dansitesi yüksek” olarak raporlandı mı?
- Başka bir nedenle göğüs bölgesine çok sayıda radyolojik tetkik yapıldı mı ya da radyoterapi aldınız mı?
- Geçmişte meme kanseri tedavisi gördünüz mü?
- Daha önce size meme biyopsisi yapıldı mı ve kuşkulu bir sonuç raporlandı mı?
- Akrabalarınızda birden çok yumurtalık kanseri olan var mı?
Aşağıdaki soruların en az üçüne birden “evet” diyorsanız:
- Akrabalarınız arasında pankreas kanseri olan var mı?
- Akrabalarınız arasında prostat kanseri olan var mı?
- Akrabalarınız arasında beyin kanseri olan var mı?